Röportaj “Mehmet Ay ” ( Sanatçı) – Didim

Röportaj Mehmet Ay Umut Kaşan Didim

Röportaj Mehmet Ay Umut Kaşan Didim-2023

1984 Belçika doğumlu. Aslen Zonguldak Devrek‘li Belçika’da ve Türkiye’de yaşıyor. Soyadından da anlaşılacağı gibi “Şükran Ay” hayranı ve onun ekolünü benimsemiş. 2016’nın sonlarında başladığı profesyonel müzik hayatına bugün “Avrupa’nın Divası” olarak devam ettiğini ifade eden trans sanatçı Mehmet Ay daha çok sanat müziği, türkü ve nostalji repertuarı ile sahne yapıyor. Tatil için geldiği Didim Grand Didyma Sahnesinde izledim dinledim kendisini, pek çok trans ses gibi cinsiyetçi seksist şakalar yapmıyor. Pek çok kadın biçin bile kapalı kabul edilebilecek sahne kostümleri ile sahne yapıyor ve sesi çok güzel. Onu dinleyip her zaman mı böyle yoksa konuk sanatçı olduğu için mi? Diye merak edip sosyal medyada aradım. Pek çok sanatçı gibi aktif kullandığı bir sosyal medya hesabının da olmaması sebebi ile Sosyal Medya’yı neden kullanmadığını merak ederek başladı röportaj fikri. Hemen söyleyeyim Facebook kullanıyormuş ama tatilde olduğu için hesaplarını durdurmuş.

Çocukluğu boyunca Şükran Ay dinlemiş. “Feyz aldığım ve gönlümde en özel yere sahip” dediği, kendisine vaktiyle ses eğitimi de veren Şükran Ay’ın adı kolunda dövme olarak da yer alıyor. Bugün prodüktörlüğünü de yapan “Vahit Siyah İnci” için öz de bana babamdan daha yakındır, hatta babamdır diyor. Dört kardeşi olan sanatçıyı, annesi tek başına büyütmüş, babası çocukluğunda terk etmiş onları. Babasını hiç affetmemiş çocuklardan.

Doğduğu kimliğini cinsiyetini kabul etmemişlerden. Ama adını hiç değiştirmemiş, değiştirmeyi de düşünmedim, adımla gurur duyuyorum diyor trans seslerden olan sanatçı Mehmet Ay. Her fırsatta dua ettiğini namaz kıldığını çok da inançlı yaşadığını söylüyor. Son derece mutaassıp hatta dindar kabul edilebilir. Pek çok trans kimlik gibi ailesi tarafından dışlanmış. Bazen karşımda Bülent Ersoy’u gördüğümü düşündüğüm zamanlar oldu.

Sahnelere geçmeden, daha önceden ne iş yaptığını sordum. Tıp Fakültesi mezunuyum dedi. Eskiden sağlık sektöründe görev aldığını söyledi. Ne sorduysam, nasıl sorduysam ben kendisinden eski mesleğinin ne olduğunu tam olarak öğrenemedim. Videoda da göreceğiniz gibi konuşmamız şöyle ilerlemiş. Bu konuda yorumu siz okuyanlara, izleyiciye ve dinleyiciye bırakıyorum.

Belçika ve Türkiye arasında gidip gelen Mehmet Ay röportajında bana her merak ettiğin şeyi sorabilirsin dediği için, kendisine özel kabul edilecek pek çok soru sordum. Her gün daha da yükselen LGBT düşmanlığından tutun da kimlik değişimi sürecini anlattığı samimi bir röportaj oldu. Keyifle okumanızı ya da izlemenizi dilerim. (Umut Kaşan)

2016’nın sonlarında sahne yapmaya başladım dediniz. Daha önceki mesleğiniz nedir? : Eski meslekten bahsedersek sağlık?
Sağlık sektöründe olduğunuzu söylediniz, çok geniştir sektör hangi alanda? :Ortası diyelim
Sağlık sektöründe çalıştınız mı? :Çalıştım.
Özelde mi devlette mi çalıştınız? :Belçika’da devlette çalıştım. Oradaki diplomam Türkiye’de geçerli değil.
Hangi alan? (Uzmanlığınız var mı diye özellikle sordum?) Var. Genelde kalp,yaşlı hastalarımızın rahatsızlığı nöroloji, beyin.
O zaman siz aslında doktor musunuz? ( Diye özellikle sordum.) Tam değilim aslında, ortasıyım. Üniversite mezunuyum.
Yani tıp fakültesi mezunusunuz? ( Diye özellikle vurguladım.) : Aynen. Ama bu konu hakkında çok da yorum yapmak istemiyorum çünkü eski zamanlarımı çok özlüyorum. Bu konu hala bende yarası olan bir durumdur. Belçika’da eski meslektaşlarımla görüşüyorum. Sanat benim gerçek mesleğimi bastırdı.

Beni ve üç ağabeyimi annem tek başına büyüttü. En küçükleri benim. Baba sevgisini hiç tatmadım. Biz çok küçükken babam bizi ve annemi terk ettiği için, diğer ailesine gitti o. Belçika’da devlet çocuk başına ailelere para öder. Annemi maddi manevi çok zor durumda bıraktı. Allah biliyor ya, kötü örnek de olmak istemem ama Allahın bildiğini de kuldan saklayacak değilim. Babamı affetmiyorum. Sahne yapmam konusunda ise köstekten çok destek gördüm diyebilirim. Çocukluğumdan bu yana çok yetenekliydim. Annemin plaklarını dinler, elime tarağı alır ayna karşısında Şükran Ay’dan eserler okurdum. Annem bana öz babam kadar sahip çıkmış kişi olan “Vahit Siyah İnci” hocanın da varlığı ile sahne konusundaki tepkilerini aza indirdi. Biliyordu ki yalnız değildim. Arkamda biri var. Bizim sektörde bir desteğin olması çok önemlidir.

Kimlik değişimini nasıl yaşadınız. Bu durumu ailenize ilk nasıl söylediniz? Kimle Konuştunuz abilerinizle mi? Annenizle mi? : Kolay süreçler değil. Çok ağlayıp çok mutsuz olduğum dönemler de oldu. Belçika’da öğretmenim annemle konuşmuştu benim durumumun anormal olmadığını ama özel olduğunu anneme ilk anlatan öğretmenimdir. Elbette kolay süreçler değil. Yaşayan bilir. Abilerimden bazıları benimle konuşmuyorlar. Aynı dönemde trans olduğu için intihar eden bir yakınımızın cenazesinde annem bana ya o toprağa giren sen olsaydın dedi ve beni daha çok iyi anladı. Annem tam bir Osmanlı kadınıdır. Beceriklidir, disiplinlidir. Dinine ve ibadetlerine bağlıdır. O benim her şeyimdir. Bazen “Anne bazen çok acımazdın” diyorum. Allah uzun ömür versin annemi çok severim. Şakalaşıyoruz öyle.

Sanat yalnızlaştırıyor mu? : Hayır. Aksine yakınlaştırıyor bizleri halk ile kalabalıklaştırıyor ama ben zaten yalnızlığı çok severim.
Para kazanabiliyor musunuz? : Evet. Allah’ıma şükürler olsun maddi ve manevi olarak güçlüyüm. Bir dönem sükse yapmış ama sonu facia ile bitmiş, elektrik faturasını ödeyemeyecek hale gelmiş sanatçılarımız için de çok üzülüyorum.
Ben de amatör müzik yaptığım dönemlerde sömürüye uğradım diyebilirim. İsim de vermeyeyim ama o zamanlar sahne almayı şarkı söylemeyi seviyorum. Gittiğim her mekânda sahne yapıyorum. Mekân dolup taşıyor. Alkış kıyamet ama insan bir peynir tabağı yollar, bir meyve tabağı yollar! Bir adabı bir kuralı vardır ama değil mi? Onları da Allah’a havale ettim. Profesyonel çalışınca bunların hiç birisi olmuyor. Şu günlerde Avrupa’da nadir sahne alıyorum.

Sanatçı arkadaşlarınıza bir tavsiye verseydiniz? : Sanatçı arkadaşlarıma tavsiyem aklınızı iyi kullanın kazandığınızı sahneden aldığınızı çar çur etmeyin, ona buna yedirmeyin. Üç kazanıyorsan birini kenara ayır demek isterdim.
Bana da Şükran ablam” Bir gün çok güzel yerlere geleceksin evladım. Her ne kadar profesyonel olursan ol sahneye hep amatör ruhla çık sahneye” diye nasihat etmişti. Ben oldum demeyeceksin. Öğrenmenin yaşı yok.

Sahne yapan sizler gibi trans sesler çoğunlukla Bülent Ersoy gibi eski kelimeleri, Osmanlıca Lügatını kullanmayı çok seviyorlar. Bu Bülent Ersoy ‘dan kalan bir gelenek ya da bir akım mıdır?
Hayır. Ben hep rahmetli Şükran(Ay) Abla’mdan esinlendim. Onun duruşunu lügatını tavrını örnek aldım kendime. Bülent Ersoy çok sevdiğim saygı duyduğum sanatına hayran olduğum kişilikdir. Bugün bir Bülent Ersoy, bir İbrahim Tatlıses bir daha Dünya’ya gelmez. Herkes kendi alın yazısını yaşıyor.

Hiç Âşık oldunuz mu? Evet. Uhrevi bir aşk. 10 sene süren uhrevi bir aşktı. Kıskançlık ve de hak etmediğim sevimsiz olaylar. tavırlar sebebi ile bitti. Bedellerini çok ağır ödediğim bir aşktı. Şimdi ise minik hayranlarım var hayranlarımla aşk yaşıyorum. Sağ olsunlar beni hiç yalnız eksik bırakmıyorlar.

Trans seslerin sahne programlarında seksi şakalar da çok kullanılır. Sizin sahne programınızda bunu göremedim.
Ben özümü hiç kaybetmedim. Çıkarım sahneye okurum. Dinleyicilerimle sarılırım kucaklaşırım, öyle uzak mesafeli de değilimdir. Hakkını vere vere okurum. Özellikle bazı türküler Ali türkülerini hakkını vere vere okurum. Sahneye de pazarda dolaşıp gördüğüm bir elbiseyle de, pantolonla da çıkarım sahneye. Estetiğe de karşıyım. Ben doğalcıyım. Hiç estetiğim yoktur. Bana göre sahnenin hakkını ver, ama istersen patates çuvalıyla çık.

Pazarda korkmadan çekinmeden rahat rahat dolaşabiliyor musunuz? İstanbul’da değil ama mesela Didim’de çok rahatım. İstanbul’da da prodüktörüm aynı zamanda da menajerimdir kendisi o olmadan da dolaşmam. Takı takmam. Alışverişe de birlikte çıkarız, yemeğe iş görüşmelerine de birlikte gideriz. O da sahnem bitince hemen bana mesaj yazar. Kızım eve geçtin mi? iyi misin?
Yelpazeniz sizin vazgeçilmeziniz gibi? Genelde sahnede haydar haydar eserimde Rahmetli Müzeyyen Senar Abla’yı anmak için kullanırım. Bülent Ersoy’dan kalmadır. Yelpazem benim maskotumdur.

Dövmeleriniz ve takılarınız ilgimi geçti. Tüm tezatları kendinizde toplamış gibisiniz. Boynunuzda Ali kılıcı var. Kolunuzda Atatürk dövmesi, Osmanlı Tuğrası Dövmesi başka neler var dövmelerinizde?
Hazreti Ali’yi çok severim. Ali’yi gördüm Ali’yi türküsünü okuduğum ki ben o yaşayarak okurum. Bir İzmir programımda kuyumcu bir hayranımdan hediye geldi Ali’nin kılıcı. Sol anahtarı var, Atatürk, Sükran Ay, Osmanlıyız. Çok inançlı bir insanımdır. Herkesin inancı kendinedir.

Kadınlar için bile günümüzde sahne almak zor, kendilerini korumaları gerekebiliyor. Siz hem kadınlardan hem erkeklerden ilgi görüyorsunuz kendinizi korumakla ilgili zorlanıyor musunuz?
Hayır? Zorlanmıyorum.

Dindar kabul edilecek ölçüde namaz kıldığınızı öğrendim. Evet, şu son günlerde yoğunluktan tembellik yapıyorum ama namaz kıldığım zaman huzur buluyorum. Her fırsatta namaz kılar dua ederim. Eyüp Sultan’a sık sık ziyaretlerde bulunurum. Orası hakikatimiz. Her canlı ölümü tadacak.
Avrupa’da herkes eşittir. Kimse kimsenin özel hayatını sorgulamaz. Türkiye’de ön yargılar var. Üzülüyorum. LGBT’ li kardeşlerimize yapılanlara üzülüyorum. Sevme kardeşim, sevmek zorunda değilsin. Allah yarına bırakır ama yanına bırakmaz. Bir dönem gerçekten programlarıma gelmek isteyen arkadaşlarımızı mekan sahipleri içeriye almıyorlardı. Mekan sahipleri ile konuşmuşluğum vardır. Düzelttik çok şükür.

Aileler çocuklarınıza kötü örnek olduğunuzu düşünerek sizlere tepki veriyorlar. Örnek alınarak kimlik değişimi mümkün müdür?
Suçu da günahı da Allah bilir. Kötü örnek olacak bir halim tavrım yok ki benim! Kul hakkına girmediğin, birinin canını yakmadığın, hırsızlık yapmadığın kimseden ah almadığın sürece benim için din, dil, ırk, cinsiyet ayırımı yoktur. Herkes din kardeşimdir. Severim ve herkesle de anlaşırım. Bir hesap verilecekse de Allah’a veririm. Allah ne demiş? Her şeyinle gel bana ama kul hakkıyla gelme demiş.
Keşkeleriniz var mı? Herkesin keşkeleri var. Olmaz mı? Aileden koptum. Bayramdan bayrama düğünden düğüne nadir görüşebiliyoruz. En son bir araya geldiğimizde intihar eden kuzenimin cenazesi sonrası aradı abim. Bana seni seviyorum dedi. O kuzenim benimle vakit geçirmeyi, dertleşmeyi çok severdi. Keşke sık sık Belçika’ya yanına gidip ona daha çok vakit ayırabilseydim. Keşke elinden tutsaydım. Ona yardım edebilseydim.

Annenizden bahsettiniz ama ya babanız?Özel değilse hiç babanızla görüştünüz mü? Babam hayatta. Baba sevgisini tatmadım. Ama sağ olsun ki annem hem annem hem babam oldu. Özel hayatımızda dünya tatlısı ama okul ya da iş hayatımızda çok disiplinliydi. Dünya tatlısıdır ama tam bir Osmanlı kadınıdır. Babam anneme de çok çektirdi. Annem o haksızlıkların hiçbirini hak etmedi. Dört evlat büyüttü annem. Bizim babamızda çok hakkımız vardır ama onun bizim üzerimizde hiç emeği yoktur. Hakkımı da helal etmem, görüşmem de konuşmam da. Kötü örnek olmasın ama babamı yok kabul ediyorum. Allah başımızdan eksik etmesin ama annem de bize baba eksikliğini hiç aratmadı.

Boş zamanlarınızda neler yaparsınız? Gerek Avrupa’da gerek İstanbul’da yemek yapmayı kitap okumayı çok severim. Yeşilçam’a bayılıyorum. Biyografi filmlerini çok seviyorum. Dolaşmayı hayaller kurmayı çok severim. Taşlarla Diamond Painting yapıyorum. Çok sabır isteyen bir iştir. Çok severim. Terapi gibi gelir.

Bir enstrüman çalıyor musunuz? Hayır. Okurum ben. Yorumcuyum.

Hiç beste yapmayı denediniz mi? Bir gün İstanbul’da alışveriş yapmak için evden çıktım. O gün de olaylar varmış. İstiklal Caddesi’nden tünele kadar olaylar var, kaçamadım, gözlerim yandı nefes almakta güçlük çektim. İşte o gün bir şarkı yaptım. İçinde entrika acı kıskançlık tüm duygular var. Ama oldu demek için henüz daha erken. Hazır olunca önümüzdeki yıllarda paylaşırım.

Sorularıma içtenlikçe cevap verdiğiniz ve bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Asıl ben teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.

Umut Kaşan – Mehmet Ay ( 2023) Didim ( Grand Didyma Otel )

You may also like...