iyi biliyorum ki böyle hisseden bir ben değilim…

“Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar.” Sokrates
- Fiziksel görünüme yüklenen güzellik algısından, makyaj videolarından kusursuz, mükemmel insanı ararken yarattığınız gizli şiddetten, çok sıkıldım.
- Statü, güç ve para için fırıldak gibi dönmelerinizden; dilinden inanç, ibadet, dua düşürmeyenlerin aldıkları beddualara kulak tıkamalarından inandıkları gibi yaşamamalarından çok sıkıldım.
- Bilmeden konuşanlar kadar bilip de susandan, inançsızlardan, boş vermişlerden, yenilmişlerden, kabul etmişlerden mücadele etmeyenlerden, herkes beni sevsincilerden, kimseyle ve sistemle ters düşmeyeyelimcilerden, şu bozuk sistemin değirmenine su taşıyanlardan çok sıkıldım.
- Herkesin her şeyi yapmasından uzmanlıkların ustalıkların yok edilmesinden çok sıkıldım.
- İzleyip kaydırmaktan, Like atıp FAV’lamaktan çok sıkıldım.
- İsyan edip, şikayet edip değiştirememekten, mücadele ederken yalnız bırakılmaktan, korkaklardan, döneklerden, ekran başında atarlı giderli janjanlı gönderiler yazıp, paşa paşa uyumlananlardan da çok sıkıldım.
- İşine gelince konuşanların işine gelmiyor diye susmasından, kaçmasından, kaçanların da saldırganların da işine adamına göre güce göre görünmezliğinden korunmasından çok sıkıldım.
- Dijital kötülüğün, sosyal çürümenin yeni haline tahammül göstermem gerekiyor buna alışmam lazım fikrinden, Tik Tok’ta babaların süt bebesi öz evlatlarını taciz eden videolarının İnstagram’da “Bu kadarı da olmaz!” diye önüme düşmesinden çok sıkıldım.
- Dünya’nın bir yerinde bebeklerin ölmesine insanların açlıktan ve çaresizlikten yok olmalarına şahit olmaktan ama hiçbir şey yapamamaktan çok sıkıldım.
- Zamansız ve haksız yok oluşlardan, haksız ve adaletsiz tutuklamalardan muhaliflerin sürekli ve düzenli cezalandırılmasından havasını suyunu toprağını bereketini korumak isteyenlerin hayatının kararmasından çok sıkıldım.
- Herkesin her şeyin en doğrusu bilip en yanlış seçeneği hayata geçiriyor olmasından; ucuz ve vasatın matah ve iyi bir şeymiş gibi pazarlanmasından çok sıkıldım.
- Siyasetin halkı yok sayan, zayıflatan hatta susturan sadece siyasetçiye söz hakkı veren, siyasetçiyi yaşatan, zenginleştiren güçlendiren gürültülü kaosundan çok sıkıldım.
- Yapay Zekânın Doğal Zekanın önüne geçmesinden algoritmanın insanlığın önüne geçmesinden çok sıkıldım.
- AKP’den MHP’den DEM ‘den CHP’den ve dahi tüm sesi çok çıkan siyasi partilerin merkezden tabana işleyişlerinden söylediği ile yaptığı birbirini tutmayan söylemlerinden çok sıkıldım.
- Kusursuz ciltlerden, mutlu ilişkilerden, ideal beslenme diyetlerinden, mükemmel insanı kodlayan psikolojimizi yok eden tüm herbokologlardan ve kendini iyileştirici gören herkesten çok sıkıldım.
- Ürerimin ve emeğin yok edilmesinden, tüketimin pompalanmasından ve her saçmalığı kötülüğü normalleştiren tüm dijital saçmalıklardan da çok sıkıldım.
- Her yerin ve her şeyin buram buram reklam olmasından çok sıkıldığım kadar çok sıkıldım.
- ‘Din elden gidiyor ‘diyen muhafazakârlardan, ‘Laiklik elden gidiyor’ diyen Kemalistlerden; ‘Vatan elden gidiyor’ diyen milliyetçilerden çok sıkıldım. [Bağırın durun giden gitti!]
- En haklı olduğumuz, en iyi bildiğimiz konularda bile vasattan, karşıdan nasihat dinlemekten çok sıkıldım.
- Baskıcı, faşist, hak, hukuk ve adaleti sağlayamayan bu düzenden, insanlara dayattıklarınızdan, fikirlerinizin ve hayatın bunun üzerinden şekillendirilmesinden, artık her şeyin bu düzene hizmet eder hale gelmesinden güçlü olanın, haklı kabul edilmesinden çok sıkıldım.
- Anlamını koruyamadığımız, çoktan yok edilmiş unutulmuş özel günlerin kutlanmasından da çok sıkıldım.
- Renksiz evden renksiz eşyadan renksiz kıyafetlerden herkesin aynılaşmasından kötü ve ucuz taklitlerden çok sıkıldım.
- Su altındaki şeyler gerçekte olduklarından yüzde 25 daha büyük ve yüzde 25 daha yakın görünürler. Nefesin oldukça kalır bakarsın. Batmışız, havamız bitmiş, çırpınıp duruyoruz ama sanki kendimiz balıklama dalmışız gibi tüm +Mış gibiliklerden çok sıkıldım.
- Ülkenin ağırlığı altında ezilip durmaktan, hiçbir şey yapamamaktan , değiştirememekten ve sanki işler çok yolundaymış gibi verdiğiniz konserlerden, ucuz etkinliklerinizden, sanki her şey hayatın olağan akışına uygunmuş gibi tüm kötülükleri, saçmalıkları haksız hukuksuz yok edişleri, adaletsizliği normalleştirmenizden yaratılan küçük büyük tüm kalabalıklara beylik laflar etmelerinizden de çok sıkıldım.
- Tahammül gösteremiyorum, uyumlanamıyorum ama deliremiyorum da… Ayrıca işine gelince deli işine gelince çok akıllılardan da çok sıkıldım.
- Kimsenin dinlemeyip, herkesin anlatmasından, anlamak yerine anlaşılmak çabasından ucuz ve kötü taklitlerin yok ediciliğinden çok sıkıldım.
Son günlerde “Sabahattin Ali” kadar çok yorgun hissediyorum.
Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum.
Beynim yorgun, bedenim yorgun.
Bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık.
Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun,
Konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun artık.
Çok yorgunum. [Sabahattin Ali]
Bu arada, bu yazıya tam da şuraya çok sevdiğim bir özlü söz iliştirmek farz oldu.
“Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar.” Sokrates
Umut Kaşan – Didim
